Hayati Ferdi Kocal ile Sözlü Tarih Görüşmesi

Hayati Ferdi Kocal ile Sözlü Tarih Görüşmesi

(1931, Büyükada)

“Pazar günü Ada’da yemek geç yenirdi, vapurdan biri iner de yemeğe gelir diye.”

Büyükada doğumlu Hayati Ferdi Kocal’ın kökenleri mavi ve yeşilin hakim olduğu Karadeniz’e dayanır. Üç kardeşten biri olan babası tıp, küçük amcası hukuk okur. Büyük amcası ise ticaretle uğraşır. Haydarpaşa’da tıp eğitimi alırken I. Dünya Savaşı’nın meydana gelmesiyle okul tatil edilir ve babası Trabzon’a döner. Okullar tekrar açılınca aralıksız bir buçuk sene eğitimini tamamlasa da ihtisasını yapamaz. Mezun olur olmaz Kars ve çevresinde askerliliğini tamamlar. İlk görev yeri Artvin olup daha sonra Of ve Bayburt’a gider. Doğan 4 çocuğu da vefat eden babası tayinini ister ve 1931 yılında hiç Türk doktor olmayan Büyükada’ya ilk hükümet tabibi olarak atanır. Daha sonra Sağlık müdürü olarak Kastamonu’ya tayin edilir. Ancak komşuluk ve esnaf ilişkilerinin çok iyi olduğu ve bir sene önce ev aldığı  Büyükada’dan hiç ayrılmak istemez. Kastamonu valisi Mithat Altıok ile aralarında geçen tartışma Gümüşhane’ye sürülmesine sebep olsa da  görevinden istifa eder ve gitmez. Kastamonu’da bulunduğu sırada Demokrat Parti’nin kurucu üyelerinden olur. Kastamonu’dan sonra komşuluk ve esnaf ilişkilerinin çok iyi olduğu Büyükada’ya döner.

Hastalarını asla bekletmeyen babasının merhamet dolu davranışlarına şahitlik eder. İncelik ve zarifliğin hakim olduğu Büyükada’da geçer çocukluk ve gençlik yılları doktor Hayati Ferdi Bey’in.

Bazı kişilerin hususi at arabaları olsa da  her gün faytonla gidip gelirler evden bozma, tepede yer alan Ermeni ve Yahudi arkadaşlarının da olduğu okullarına. İlkokulu Büyükada’da bitirdikten sonra Saint Joseph Lisesi’ne devam eder. Lisede yatılı okur ve iyi bir Fransızca eğitim alır. Yoğun disiplini zaman zaman sıksa da okulundan memnundur. Kız kardeşi ise Akşam Sanat Okulu’nda okur.

Liseden sonra baba mesleğini devam ettirebileceği Tıp Fakültesi’ni kazanır. Her gün Büyükada’dan gidip gelir büyük bir zevkle. Mürekkep alabilmek için kuyruğa girdiği üniversite yıllarını tekrar yaşamak isteyecek kadar mutlu bir talebelik geçirir. Öğrencilik yıllarında Haseki Hastanesi’nde doğumlara katılır. Remzi Kazancıgil ve Kazım İsmail Gürkan hocaları arasındadır. Samatya Hastanesi’nde asistan olarak çalışmaya başlar ve burada çalıştığı sırada 1960 ihtilali olur. İhtilalden sonra askere gider. İdama karşı halkın tepki göstermesinden korkularak önlemler alındığına şahit olur.  Askerde nöbetçiler her akşam dolaşır ve parola sorarlar. Askerliğini çok sevdiği İzmir’de ve Tekirdağ’da yaptıktan sonra ihtisas yapmak için Almanya’ya gider. Vize talep edilmeyen, Türk işçilerinin yeni yeni gitmeye başladığı yıllarda  Bulgaristan üzerinden  arabayla giderler Almanya’ya. Dortmund Kamen’de bir hastanede çalışmaya başlar. Kendisi için hazırlanan hastanedeki odada kalır. Cerrahi alanında çalışmalar yapar ve üç yıl sonra Hamburg’da başka bir hastaneye geçer. Türkiye ile yılda bir iki kez telefonla konuşabilirler. Babası kendisini ziyaret ettiği Almanya’da beş sene eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye döner.

Vakıf Guraba’da asistanlık yapar. Almanya’da aldığı ihtisas diploması Türkiye’de geçmeyince Türkiye’de tekrar ihtisas yapmak zorunda kalır. Alevilik kelimesiyle ilk defa karşılaştığı Erzincan’a tayini çıkar. Orada kendine muayenehane açar. Kısıtlı imkanlarla ve zor şartlar altında ameliyatlar yapmak durumunda kalsa da Cerrahlık bir tutku haline gelir onun için. Hastaları iyileştirmenin verdiği mutluluğu doyasıya yaşar. Erzincan’da Fırat Nehri kenarında atıcılık yapar.

Türkiye’de yaşanan siyasi olaylardan dolayı yaptığı başvuru kabul edilerek tekrar Almanya’ya gider. Aynı anda iki hastanede çalıştığı dönemler olur. Tıbbın muhtelif alanları ve özellikle de alternatif tıp ile ilgilenir. Münih’te akupunktur kursuna katılır.  Viyana’da on beş gün akupunktur eğitimi alır ve akupunktur yapmaya başlar. Ozon tedavisini öğrenir ve Türkiye’ye ilk defa ozon aletini getirir. 1968 yılında annesi vefat eder ve babası ile ilgilenmek üzere yılda birkaç kez Türkiye’ye gelir. 1984 yılında çocuklarının kimliklerini ve kültürlerini yaşayabilmeleri  için kesin dönüş yaparlar Türkiye’ye, o dönem Türkiye’sinin şartlarında epey zorlansalar da. Fenerbahçe’ye yerleşirler ve kendisine muayenehane açar.  Çocukları hem Almanya’da hem Türkiye’de iyi bir eğitim alır.

Alemdağ’da eşiyle birlikte müstakil bir evde yaşayan Fayati Ferdi Kocal babası gibi resimle ilgilenir. Modern sanata ve klasik Türk sanatlarına ilgi duyar. Bir süre hat dersi alır ve fotoğraf çekmeyi çok sever.

FOTOĞRAFLAR

VİDEOLAR

SÖZLÜ TARİH ARAŞTIRMALARI

Veritabanı

Sözlü Tarih Araştırmaları Veritabanı'nın yer alan tüm kategoriler için arama yapabilirsiniz.

D-SPACE

Sözlü Tarih arama veritabanı D-SPACE altyapısını kullanmaktadır.